BOOKSIAY © ⋆ AŞKIN METAFİZİĞİ Arthur Schopenhauer ⋆ kitap

AŞKIN METAFİZİĞİ – Arthur Schopenhauer

AŞKIN METAFİZİĞİ Arthur Schopenhauer

“Aslında, aşk, dünyadaki bütün güzel şeylerden vazgeçebilmeyi sağlayacak eşi benzeri olmayan bir yanılsamadır.”
AŞKIN METAFİZİĞİ – Arthur Schopenhauer

Nietzsche’nin ilk akıl hocası olan Arthur Schopenhauer, Alman felsefe dünyasının kurucularındandır. İlk olarak Friedrich Nietzsche’yi etkiler. Ardından, bilim ve sanat dünyasında önemli miraslar bırakan Albert Einstein, Leo Tolstoy, Hermann Hesse gibi birçok ünlüyü de etkiler.

Schopenhauer, iradeyi felsefesinin ilkesel kavramı olarak ele alır. Dünyanın gerçekliğini anlayışsız, kötü, eksik, yetersiz olarak tanımlar. İnsanın kişisel istek ve ihtiyaçların kaynağını da, can sıkıntısı ile acının arasında gidip gelen bir pesimist düşünceye oturtur. Aklı ve anlayışı birbirinden ayırır. İnsanı soyut dünyasının kavramlarını alır ve fiziksel dünyanın içinde yeniden konumlandırır. Akıl kavramını tüm hayvanlar âlemine ve anlayış kavramını ise insana ait bir özellik kabul eder.

AŞKIN METAFİZİĞİ

Arthur Schopenhauer Aşkın Metafiziği’nde, insanın varoluş sürecinde en çok ilgilendiği ve etkilendiği konu olan aşkı ve cinsel aşkı ele alır. Schopenhauer’ a göre kadın-erkek ilişkisi insan türünün kaderini belirleyen metafiziksel bir boyuttur. Bu nedenle aşk, güvenlik kaygısı ve koruma içgüdüsünü bile aşar. Dünyanın karşı koyulması en zor dürtüsüdür. itki olmasının yanında, en yaygın olanıdır. Schopenhauer’e göre, dünyadaki en yaygın dürtü, bireyleri bazen acıya sürüklese de daima insan türünün iyiliği ve geleceği adına çalışır.

Schopenhauer Aşkın Metafiziği ’nde kadın-erkek ilişkileriyle ilgili en çok akla takılan soruları cevaplamaktadır. Tez amacıyla yazdığı bu kitapta, aşkın fiziksel dünyasını tarif eder. Erkeklerin ve kadınların karşılıklı beklentilerini , isteklerini de analiz eder. Cinslerin kendilerinde bulunmayan özellikleri aradığını söyler. Aşkın gözünün kör olduğu kavramını, aşkta beklenilenin entelektüel bir ilişkiden fazlası olduğunu anlatır. Aşk kavramının hayvansal içgüdülerin tatmini doğrultusunda geliştiğini anlatır.

Reklamlar

Schopenhauer’in günümüzdeki en tanınmış eserini ve bir klasik olan bu analiz-tezi okurken aşka, cinsiyet kavramına, ilişkilere farklı bir bakış açısı kazanacaksınız.

ALINTILAR

“Bir erkek bir yıl içinde, kolaylıkla yüzden fazla çocuk sahibi olabilir.Öte yandan, kadın kaç erkekle birlikte olursa olsun bir yıl içinde (çoğul doğumları saymazsak) ancak bir tek çocuk dünyaya getirebilecektir. İşte bu nedenden dolayıdır ki, erkek daima başka kadınların peşinde koşarken kadın tam tersine kesin olarak tek bir erkeğe bağlı kalır zira tabiat, onu, içgüdüsel olarak ve farkında olmaksızın gelecekte doğacak çocuğu bakıp koruyacak olan erkeği elinde tutmak için çaba göstermeye zorlar.

“Hiçbir şey şehvet duygusu kadar yanıltıcı değildir.”

“Hemen hemen bütün öteki kadınlar erkeği, sahip olmuş olduğu kadından daha fazla çekerler.”

“ Doğrudan başka hiçbir şey güzel değildir; sadece doğru sevilmeye değerdir.”

Acımanın, vicdanla doğrudan doğruya ilintili olduğunu ve onun özünden geldiğini söyleyebiliriz. Bu duygu, doğanın, dolaysız, kendiliğinden ve yabancılaştırılamaz bir ürünüdür.

“Her yerde ve her zaman görülür.

“Acımayı duymayan kimse, insanlığın dışındadır.

“herkes, karşısındakinde kendi yoksun olduğu yanları sever.”

“Erkeğin aşkı, tatmin olduğu andan itibaren gözle görülür bir şekilde azalma eğilimine girer; neredeyse bütün kadınlar, ona, zaten sahip olduğu kadından daha çekici gelecektir, değişikliğe özlem duymaktadır. Öte yandan, kadının aşkı o andan itibaren artmaya başlar. Türün devamlılığını ve olabildiğince büyük bir artışı hedeflemiş olan doğanın güttüğü amacın bir sonucudur bu.”

“Her ne kadar yüksek ve ulvi görünürse görünsün, her türlü aşkın kaynağı cinsel güdüdür.”

“Kendinde akıl olmayanı akılla yönetemezsin.”

“Kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. İnsan hayatı, bir tür hata olmalı.”