HASTALIĞINI SEV – İnsan Evrenin Hücresidir
HASTALIĞINI SEV – İnsan Evrenin Hücresidir
“Hastalık duygu ve düşüncelerinizin fiziksel seviyede dışa yansımasıdır.”
Hastalığını Sev / Valery Sinelnikov
Bugün ülkemizdeki “COVİD 19” salgınla mücadele yasaklarının başlamasının birinci yılı doldu. Bir yıl boyunca sosyal hayatımızda birçok kısıtlama vardı ve hala devam ediyor. Eskiden yaşadığımız normal hayatlarımıza kolay kolay dönemeyeceğiz gibi görünüyor. 16 Mart 2020 tarihinden itibaren sokağa çıkma, insanlarla yakın temas, seyahat, gezi – eğlence zaman zaman tamamen yasaklandı ve bu yasaklar kısmen de olsa hala devam ediyor.
Gündelik hayatımızın alışveriş yapma, tiyatro, sinema, konser, Cafe ve restorana gitme gibi rutin faaliyetleri çeşitli saatlerle sınırlandırıldı.
Dışarı çıkabilmek için “ HES kodu” olarak ifade edilen özel izinler gerekiyor.
Yurtdışına çıkabilmek için kurumların onayladığı geçerli aşı belgesine sahip olmalısınız. Bu tür sosyal travmalarla dolu bir yılın ardından yaşanan tek sıkıntı özgürlüklerin kısıtlanması değil tabii ki.
Hareketsiz bir hayatın yarattığı sorunlar ve sağlık problemleri de sürece eşlik ederken, hastalığa yakalandıktan sonra kaybettiğimiz sevdiğimiz değerli insanlarımızın acısı, virüsle mücadele ederek yaşama dönen hala düzelmek için çaba sarf ederken yeniden yakalanmanın korkusunu yaşayanların sancısı da var. Bu zor dönemden geçerken hepimiz beden, zihin ve ruh sağlığı olarak endişeliyiz ve işin içinden çıkmaya, süreci hasarsız atlatmaya çalışıyoruz.
HASTALIK ve İNSANLIK TARİHİ
Hastalığın tarihsel gelişimi ve şifanın on binlerce yıllık yolculuğunu düşündüğümüzde, teşhisin ve tedavinin önemi her geçen gün artıyor.Prof. Yuval Noah Harrari, “Homo Sapiens” kitabında insanlık tarihinin başlangıcından bugününe kadar olan dönemi özetlerken, insanlığın varoluş mücadelesini üç önemli başlık altında toplar: Salgın hastalık, kıtlık ve savaş. Modern hayatın zengin seçenekleriyle tıbbın ve teknolojinin olmadığı ilkel zamanlardan, bugünün konfor alanlarına ulaşmış şanslı nesiller gibi görünsek de, 21. Yüzyılın ilk çeyreği bize dikkatli olmamız gerektiğini “covid19”, küresel kuraklık ve siyasal, toplumsal radikalleşme ile hatırlatıyor.
Hangi gelişmişlik seviyesinde olursak olalım, insan bedenimizi kılıf olarak kullandığımız sürece, dünyanın telaşlı çarklarına yetişmeye çalışan zihnimiz, yumuşak dokular ve hassas hücrelerden oluşan bedenimiz, en az onun kadar narin ve çabuk incinen ruhumuz nedeniyle her dönem “hastalık “ adını verdiğimiz deformasyonlarla uğraşacağız.
Peki, kaliteli yaşamın sırrı nedir ve hastalıklarımızın sonuçlarını değil sebeplerini nasıl yok edebiliriz?
Psikoterapist, psikolog ve homeopat doktor olarak tanınan Valery Sinelnikov “İnsan evrenin bir hücresidir.” diyor “Hastalığını Sev” kitabında. Kitabın adı bile çok ilginç değil mi? İnsan hastalığı sevmek nasıl olur?
Kitapta basit ve oldukça etkileyici bir ana fikir var aslında. Hastalıklar hayatınızın yolunda gitmeyen bölümlerinin uyarı sinyalleridir. Bu işaretleri dikkate alarak kendinizi düzeltirseniz sizin için daha iyi bir hayatın kilometre taşı olur. Alternatif tıp olarak ifade edilen, daha çok ezoterik ve soyut kavramlar aracılığıyla tedavilerini tanımlayan bu tür söylemleri artık modern tıp da kabul ediyor.
Beş bölümden oluşan Hastalığını Sev kitabı, ilk bölümünde insanın algılarıyla kendini ve evrenini yaratışını, ikinci bölümde bu algılarıyla yarattıkları hastalıkları açıklıyor. Üçüncü bölümde bu hastalıkların oluşumundaki negatif düşünce kaynaklarını, dördüncü bölümde hastalığı yaratan negatif düşüncelerin pozitife dönüştürülme yöntemlerini anlatıyor. Beşinci bölümde ise liste halinde sıralanan hastalıkların düşünce ve enerji kökenli kaynaklarını tek tek gözler önüne seriyor.
Yaşadığımız dünyayı ve onun tüm koşullarını, kendimizin yarattığını açıklarken, bunun sorumluluğunu kabul etme bilincini harekete geçiriyor. Ancak, gerçek dünya ile bizim yarattığımız dünya arasındaki farkın yaşamımızdaki yansımalarını da açıklayan Sinelnikov, kendi yarattığımız hastalıkları düzeltmenin yolunun da bizden geçtiğini ifade ediyor. Hastalıkların kaynağına yönelmek, onları oluşturan negatif algıları pozitifiyle değiştirmek gerekiyor. Valery Sinelnikov’un bu konudaki önerisi de 21. Yüzyılın başından itibaren her şeyi düzeltecek gibi her köşeden çıkan sihirli değnek: NLP Programlama.
NLP nedir?
NLP, bilinçaltının programlanması olarak açıklanan psikolojik terapi anlayışı. Bireylerin “nörolojik programlarını” keşfetmelerini ve en iyi şekilde kullanmalarını sağlamayı hedefliyor. NLP, bilimsel olduğu iddiaları tartışmalı olmasına rağmen, sinirbilim ve nöroloji bilimi sık sık gündemine alıyor. Metodolojik yöntem eğitim alanlarından başlayarak, etkin bir iletişim kazanılmasına, zihinsel fonksiyonları geliştirmesine, kişisel potansiyelin yükseltilmesine yarıyor. Yeni modeller yaratmak ve geliştirmek için kişinin ihtiyacı olan değişime yardımcı oluyor.
NLP üç temel kavrama dayanıyor:
Neuro: Bütün davranışlar nörolojik bir sürecin sonucudur.
Linguistik: Sinirsel süreçler dil, iletişim sistemleri yoluyla modeller ve stratejiler halinde temsil edilir, düzenlenir ve sıralanır.
Programlama: Bir sistemin unsurları belirli sonuçlara ulaşmak için düzenlenir veya programlanır.
Uygulamanın nasıl yapılacağıyla ilgili bilgi kitapta detaylı olarak verilmiş. Dr. Sinelnikov tarafından geliştirilen bilincin yeni modeli, kendine özgü etkili bir yöntem. Stratejileri, size sadece kendinizi gerçek anlamda arındırmada değil, hastalığınızı önlemede de yardımcı olmayı vadediyor.
Kendimizi değiştirme kısmında ne yapabiliriz? İşte bu kilit soru bu. “Huylu huyundan vaz geçmez” atasözüyle büyümüş nesilleriz. Zor olsa da, yine de her şey bizim elimizde. Hastalığa sebep olan zihinsel ve duygusal tozlardan, tahrip gücü yüksek negatif düşüncelerden arınmak da öyle.
Keyifli okumalar ve sağlıklı günler…
ALINTILAR
“Modern tıbbın felsefesi çok basittir; hastalığın sebeplerini dikkate almadan, onun sonuçlarını yok etmek.”
“Modern tıp sadece hastanın acılarını dindiriyor, hastalığı ortadan kaldırmıyor.”
“Parça her zaman bütüne karşı birleşmeye can atar.”
“Kaderimiz bizim düşüncelerimizdir!”
“Ağıza giden değil, ağızdan çıkan insanı kirletir.”
“Delirmekten korkmayın. Hepimiz çoktan delirdik zaten.”
“Çünkü bizim gözle görülen dünyamızda varlığımız kendimizden ayrılmaz bir parçadır.”
“Bilinçaltımız uygun kurallara göre karşımıza muhteşem yanılsamalar çıkaran muhteşem bir illüzyonisttir.”
“Dünyamızı (daha doğrusu – küçük dünyamızı) yaratır, algılamamız için gerekli ve tehlikesiz saydıklarını seçerek bizi evrenin karmaşasından korur. Fakat bunu yaparken farkında olmadan birçoğumuzu birer mahkûma dönüştürür. “
“Çocuklar ebeveynlerinin sadece emelleri için değil, onların düşünceleri için de sorumluluk taşır.”
“İyi veya kötü insan yoktur. Sadece insan vardır. Değişik insanlar. Onları iyi veya kötü yapan biziz.”
“Dünyevi değerlere takılıp kalmayın, o zaman onları kaybetme hissi de yaşamazsınız. Evren cömerttir, ihtiyacınız olan her şeyi size verecektir. Sadece açılmanız ve güvenmeniz, ihtiyacınız olan şeylerin yaşamınıza girmesine hazır olmanız gerekir.”
“Doğa her şeyin fazlasından nefret eder.”
“Eğer sağlam bir kalbe sahip olmak istiyorsan şunu hatırla:
Hiçbir zaman kimseyi azarlama ve kimseyle kavga etme. Hatta birileri yanında başkalarıyla kavga ederse oradan uzaklaş. Kendin için iyi insanları seç ve iyi ol.”
KİTAP KÜNYESİ
Adı: Hastalığını Sev
Orijinal adı: Love Your Disease
Yazar: Valeriy Sinelnikov, Esmira Mehdiyev (Çevirmen)
Alt başlık: Bilinçaltı Sırları
Baskı tarihi: Aralık 2015
Sayfa sayısı: 358
Kitabın türü: Psikoloji, Sağlık-Tıp
Yayınevi: Pegem Akademi
3 cevap
[…] Valery Sinelnikov, psikoterapist, psikolog doktor. Ancak, daha çok kendine özgü yarattığı tedavi yöntemlerinden olan homeopat ile tanınmış. Alternatif tıbbın bu tedavi metoduyla binlerce insanı sağlığına kavuşturmuş ve yaşam kalitesini düzelterek hayata tutunmasını sağlamış. […]
[…] modern zamanların en popüler edebiyatçılarından biri olmuş. Buradan baktığımızda, Valery Sinelnikov’un Bilinçaltı Sırları “Hastalığını Sev” iddiası da bir kere daha doğrulanmış […]
[…] Valery Sinelnikov, psikoterapist, psikolog doktor. Ancak, daha çok kendine özgü yarattığı tedavi yöntemlerinden olan homeopat ile tanınmış. Alternatif tıbbın bu tedavi metoduyla binlerce insanı sağlığına kavuşturmuş ve yaşam kalitesini düzelterek hayata tutunmasını sağlamış. […]