HAYVAN ÇİFTLİĞİ- Bir Peri Masalı?!
HAYVAN ÇİFTLİĞİ
Bütün Hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.
George Orwell
Kitabın çevirmeni Celal Üster 145. Sayfada, “Ürkünç Bir Peri Masalı” başlığıyla sonsöz yazmıştır. Bu yazıda daha önce çevirisini yapan Halide Edip Adıvar’a takdirlerini iletir ve hemfikir olduğu detayları anlatır. Son paragrafta der ki:
“Özgürlüklerini savunamayanların ödedikleri bedel ağırdır. Özgürlük değerli olduğu ölçüde kırılgandır da… Hayvan Çiftliği’nin bazı basım ve çevirilerinde yer verilmemiş olan alt başlığı “Bir Peri Masalı ”dır. Belki de, kimi yayıncılar, yapıtın bir çocuk kitabı olarak algılanmasından çekindikleri için Bir Peri Masalı demekten kaçınmışlardır. Oysa bu alt başlık, bir masal duruluğunda yazılmış olan kitabın, yergi geleneğindeki yerini vurgulamaktadır biraz da. Hayvan Çiftliği, sırtını, Jonathan Swift’ten Aldous Huxley’e uzanan İngiliz yergi yazınının sağlam geleneğine yaslamıştır. Evet hayvan çiftliği korkunç sonla biten bir “peri masalı ”dır.”
Önce masalımızla başlayalım:
“Bay Jones “Beylik Çiftliğin” sahibidir. Tarlasını sürerken, yüklerini taşırken, yumurtaları toplarken, sütlerini sağarken ve sofrasını donatırken hayvanlardan yararlanır. Onlar sayesinde çiftlikteki insanlar sefahat içinde yaşar. Fakat hayvanları sadece günlük öğünleri için yemler. Bay Jones keyif yaparken içkiden sarhoş olduğu bir gün Koca Reis adlı domuz, çiftlikteki hayvanları toplar. Sabahtan akşama kadar durmadan çalıştıklarına ve emeklerinin karşılığını alamadıklarına dikkat çeker. Bu şekilde yaşamaktan bıktıklarını söyler.
Koca Reis’e göre asıl sorun, hayvanların tek düşmanı insandır.
Ona göre hiçbir hayvan özgür değildir ve insanlar üretmeden sadece tüketirler. Koca Reis bir rüya anlatır. İnsanlar olmadan dünyanın nasıl bir yer olacağını anlatır. Rüyasının sonunda da eskiden bildiği bir şarkıyı hatırladığını fark ederek İngiltere’nin Hayvanları şarkısını söylemeye başlar. Tüm çiftlik hayvanları da ona şarkı söylerken eşlik eder.
Bu konuşmadan birkaç gün sonra Koca Reis ölür. Ancak, konuşması hayvanları harekete geçirir. Domuzlardan Snowball ve Napoleon’nun ayaklanmayı örgütlemesiyle hayvanlar Jones’u çiftlikten kovar. Çiftliğin adını da “Hayvan Çiftliği” olarak değiştirirler. Tüm kararları domuzlar alır. Değişmeyecek yedi kural belirlenir ve kurallar büyük harflerle çiftlik duvarına yazılır.
Hayvan Çiftliği buradan sonra ilginçleşir .
Yıllar geçip toplum otoritesi çalışanlardan ayrışmaya başladıkça, hak ve özgürlük kavramları, alınan kararlar çıkar çatışmaları arasında unutulur.
Yönetim, kuralları kendi çıkarları doğrultusunda değiştirir ve bunların doğru olduğuna hayvanları ikna eder. Bazı hayvanlar iş varken ortada görünmezken bazıları canla başla çalışırlar.
Yıllar içinde yönetim devrimin bütün kurallarını değiştirmiş, Hayvanlar olayların çoğunu unutmuş ya da manipülasyonla farklı senaryolara inandırılmıştır. Çiftliğin adı yeniden “Beylik Çiftliği” olmuş ve domuzlar meclisi Napoleon öncülüğünde eskisinden de kötü duruma gelmiştir. Devrimde yer alan hayvanların birçoğu infaz edilmiştir.
Alman yazar Georg Büchner, Fransız İhtilali’nden kırk beş-elli sene kadar sonra şöyle der: “ihtilal Satürn gibidir, kendi evlatlarını yer” ( Danton ’un Ölümü)
Bir akşam Napoleon ’un davetlisi olarak çiftliğe gelen insanlar hayranlıkla etrafı inceler ve eğlenmeye başlarlar. Şarkılar ve eğlenceli konuşmalar yapılır. Ancak, çıkan bir anlaşmazlık üzerine bir anda kavgaya tutuşurlar ve onları pencereden izlemekte olan hayvanlar önce domuzlara sonra insanlara bakarlar. Ama onların yüzlerini birbirinden ayırt edemezler.” Ancak Orwell ’in bu “peri masalı”nın sonunda da hicvettiği gibi devrimleri yapanların sonu devrim yaptıklarından farklı olmadı.
Büchner de haklı çıktı.
İnsanlar hak ve özgürlükler adına, bu çiftlikteki başkaldırılara benzer birçok devrim yaptılar. Hikâyedeki başkahramanımız en ünlü devrimcilerden birinin adını taşıyor: Napoléon Fransız Devrimini, Bonaparte
İkinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği dönemde yazılan bu romanda, George Orwell, dönemin siyasi anlayışını, Stalin ve Musollini gibi politik liderlerin iktidar mücadelesi eleştirilerek anlatmıştır.
Çiftlik hayvanlarının sahiplerine yaptığı devrimi konu alan bu roman, dönemin siyasi aktörlerine bir mesaj gönderdiğinden İngiltere’nin yanı sıra birçok ülkede yasaklanmış ve sansüre uğramıştır. Buna rağmen yazıldığı günden beri tüm dünyada ilgi görmüş ve yıllardır çok okunan kitaplardan biri olmuştur.
Özellikle gençlerin düşünerek okuması gereken romanlarından biri. Kitap “1984 “ romanının gölgesinde kalsa da etkili bir espri anlayışıyla çok gerçekçi bir toplumsal ve bireysel çözümleme yapmış.
Sadece 151 sayfadan oluşan bu fabl sizi etkileyecek… bir çırpıda okuyacaksınız. Ayrıca 1999 yılında çekilmiş filminin de linkini buraya bırakıyorum.
Görüşmek üzere…
İlknur Akpınar Yücedağ
ALINTILAR:
“Balbadem Diyarı denen gizemli bir ülke vardı.Moses’a bakılırsa bu ülke gökyüzünde bir yerde, bulutların az ötesindeydi. Balbadem Diyarı’nda her gün pazardı; dört mevsim yonca biter, ağaçlar ve çalılar, kesmeşeker ve keten tohumu küspesinden geçilmezdi”
“İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir. “
“7 emir son kez değiştirildi. “Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir”
“Bütün insanlar düşmandır! Bütün hayvanlar yoldaştır!”
“İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyen çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.”
“Sizler aşağı kesimden hayvanlarınızla uğraşmak zorundaysanız, bizler de bizim aşağı sınıflardan insanlarımızla uğraşmak zorundayız.”
“Bu hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi?”
“Tek bir sözcükte özetlenebilir: İnsan. Tek gerçek düşmanımız İnsan ’dır. İnsanı ortadan kaldırın, açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir yeryüzünden.”
“Önder’e göre gerçek mutluluk, çok çalışmak ve yalın yaşamakta yatıyordu.”
“İnsanların tek farkı tüm şeytanlıkları yaptığı alet olan “el”idir…”
“Doğrusunu söylemek gerekirse Jones’ın zamanında olup bitenler, belleklerinden neredeyse tümüyle silinmişti.”
“Özgürlüklerini savunmayanların ödedikleri bedel ağırdır.”
“Yoldaşlar, sakın önderliğin yan gelip keyif çatmak olduğunu sanmayın. Tam tersine, önderlik, çok ağır bir sorumluluk yükler.”
“Snowball, “Duygusallığa gerek yok, yoldaş!” diye bağırdı. “Savaş, savaştır. En iyi insan, ölü insandır.”
“Dört ayak iyi, iki ayak kötü!”
“Görmediklerinizi değil, gördüklerinizi anlamaya çalışın.”
“Dışarıdaki hayvanlar bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.”
“Şunu da unutmayın ki, insana karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz. Onu alt ettiğimiz zaman bile, onun kötü alışkanlıklarını benimsemeye kalkmayın.”
KİTAP KÜNYESİ:
Kitap Adı: HAYVAN ÇİFTLİĞİ / Bir Peri Masalı
Orijinal Adı: Animal Farm
Yazar: George Orwell
Çevirmen: Celal Üster
İlk Baskı: 1945
Yayınevi: Can Sanat
Bir cevap
[…] Hayvan çiftliğinde de gözlem ve metaforlarla sosyal, siyasal düzeni eleştirirken başarılı bir kurgu ortaya koyan Orwell, 1984 romanıyla neredeyse tüm zamanların en çok bilinen kullanılan kurgusunu yaratmış. Öyle ki, romanda geçen “Büyük Birader”, “Ağabey Bizi Gözetliyor”, “Düşünce Polisi” kavramları günümüzde oldukça sık kullanılır hale geldi. Algı yönetimi ile yaşam kalitesinin sınırlandırıldığı buna rağmen hallerinden memnun bir topluluğun öyküsünde, tek partili totaliter bir rejim tarafından korku, manüplasyon ve toplum mühendisliği yapılan halkın hayatı ve sınırlanmış özgürlükleri anlatılıyor. […]