KRISHNAMURTI – Bildiğini Söyleyen Bilmiyordur

booksiay

KRISHNAMURTI – Bildiğini Söyleyen Bilmiyordur

KRISHNAMURTI Bildiğini Söyleyen Bilmiyordur

KRISHNAMURTI – Bildiğini Söyleyen Bilmiyordur

“Her zaman emin olmak isteyen bir zihin ölü bir zihindir, çünkü yaşamda kesinlik, süreklilik, kalıcılık diye bir şey yoktur.”

Jiddu Krishnamurti

Zaman koleksiyonumuzdaki, binlerce dünümüzün biriktirdiği bildiklerimize dayanan tecrübelerimizle, zihinlerimiz şartlandırılır. Sahip olduğumuz zihnimizin, bilinçli ve bilinçdışı ya da bilinçaltı kısmı da bu geçmişin sonucudur. İçinde bulunduğumuz toplumun yarattığı ırk, din dil ve gelenekler kişiliğimizi, davranışlarımızı, seçimlerimizi dolayısıyla yaşayacağımız hayatı etkiler. Geçmişten gelen bu bilgilere uyumlu yaşadığımız sürece kendimizi emin ellerde, güven duygusunun ve korkusuzluğun konfor alanında hissederiz. Ancak, her an her şeyin olabileceği bir dünyada “güven” büyük bir yanılgıdır. Farkındalığı yüksek ve her zaman öğrenmeye açık zihinlere sahip olursak, gerçek korkuyu alt edebilir, bireysel özgüvenimizle bilinmeyenlerle baş edebiliriz.

Tüm hayatı boyunca bu düşünceleri savunan Jiddu Krishnamurti, konuşmalarında “Gerçek, yolları olmayan ülkedir”  der.

Bireysel dinginliğe kavuşulup yaşamla bütünleşildiğinde gerçeğin kendiliğinden ortaya çıkacağını ifade eder. Doğaya ve çevreye düşkün olan Krishnamurti’nin konuşmaları yaşamın akışkanlığı, özgürlük, şiddet, korku ve yaşamın ölümle birliği üzerine olmuştur.

1895 Mayısında doğan ve 17 Şubat 1986 tarihine kadar yaşayan, Hindistan asıllı filozof, 1909 yılında İngiliz yazar ve Theosophical Society ’nin etkili bir üyesi olan C.W. Leadbeater tarafından keşfedilmiştir.13 yaşındayken bu dernek tarafından “dünya öğretmeni” olarak seçilmiştir.  Hiçbir din ve inanç sistemi ile bağlantılı olmayan fikirleri ve konuşmaları geniş bir kitleye ulaşmıştır. Bütün dünyayı etkisine altına almış fikirlerindeki en önemli kavram olan  “otorite bağımlılıktır” düşüncesi nedeniyle müritlerinin oluşmasını istememiştir.  Çevresindekiler tarafından oluşturulan örgütü dağıtmış ve daima karşılıklı bireysel konuşmaları ve iletişimi tercih etmiştir. Ölene kadar konuşmalarına devam etmiştir ve ardında bıraktığı eserler dünyayı dolaşarak yaptığı konuşmalardan derlenmiştir.

Onda beni en çok etkileyen dua ve bilgi kavramına olan bakış açısıdır. Dua için şöyle der:

“Şimdi, mutluyken hiç dua ettiniz mi?

Reklamlar

Gülümsemelerin, gözyaşlarının farkında olduğunuzda, güzel gökyüzünü, dağları, bereketli tarlaları, kuşların hızla uçuşunu gördüğünüzde, yüreğinizde sevinç ve haz varken… Dua dediğiniz şeye giriştiniz mi? Herhalde hayır. Yine de yeryüzünün güzelliğini görmek, kıtlık ve sefaletin bilincinde olmak, etrafımızda olan biten her şeyin farkında olmak da kuşkusuz duanın bir türüdür.

Belki de bu çok daha anlamlıdır, çok daha büyük değer taşır, çünkü hafızanın örümcek ağlarından, intikamdan, “Ben ”in tüm birikmiş budalalıklarından sıyrılıp geçebilir.”

Bilgi için de şunları söyler:

“Guru bildiğini söylediği an guru olmaktan çıkar. Bildiğini söyleyen bilmiyordur.  Çünkü gerçek, hakikat ya da o başkalığın sabit bir noktası yoktur; ona bir yol izlenerek ulaşılamadığı aşikârdır. An be an keşfedilmek zorundadır.”

“Bilinmeyene Açık Olmak — Korku Sorunu – Güvenlik Diye Bir Şey Var Mı?” söyleşileri tek kitapta toplanmış bir soru cevap bütünüdür. Krishnamurti’’nin bu küçük cep kitaplarındaki büyük fikirlerden etkileneceksiniz.

“Her zaman emin olmak isteyen bir zihin ölü bir zihindir, çünkü yaşamda kesinlik, süreklilik, kalıcılık diye bir şey yoktur.” Jiddu Krishnamurti

ALINTILAR

 “Dingin bir zihin idealimiz vardır ve bu ideale kontrol, çatışma ve çaba ile erişmeye çalışırız.”

 “Zihninin uyanması için başka birine bel bağlaması, uyuşturucudan medet ummak gibidir.”

“Ancak özgür bir zihin araştırabilir. Ve araştırmak için zihni özgürleştirmenin kendisi meditasyondur.”

 “Ölüm sonuç olarak bilinmeyendir ve hiçbir usavurum, inanç ya da inançsızlık o olağanüstü deneyimi oluşturamaz. Yaşamın, içine ölümü de alan bu içe dönük tamlığını anlamak için zihin bilinenden özgürleşmek zorundadır. Bilinmeyenin varlık bulması için bilinen susmalıdır.”

“Geçmişin, bilinenin sonucu olan zihin, kendini nasıl bilinenden kurtarıp özgürleşebilir?”

“Bilinçdışı, binlerce yılın geçmişidir, ırkın, ailenin, toplu bilginin kalıntısıdır. Bilinçdışı bütün bir gelenektir.

onu bilinçli olarak inkâr edebilirsiniz, yine de oradadır. Ve sıkıntılı anlarında otoritemiz haline gelir”

“Öğrenen bir zihinse, toplum ne kadar çok evrilirse evirilsin, daima toplumun önündedir.”

KİTAP KÜNYESİ

Reklamlar

Adı: Bilinmeyene Açık Olmak – Korku Sorunu – Güvenlik Diye Bir Şey Var mı?

Orijinal adı: On Being Open to the Unknown / The Problem of Fear / Is There Such as Security?

Yazar: Jiddu Krishnamurti, Ayşe Seda Toksoy (Çevirmen)

Sayfa sayısı: 92

Kitabın türü: Felsefe-Düşünce

Yayınevi / Baskı tarihi: Sistem Yayıncılık/2006

 

2 cevap

  1. […] Kişisel Değişimin Bilgeliği […]

  2. […] Felsefesini yakından takip ettiğim, tüm öğretiler içinde zihnime en yakın hissettiğim Jiddu Krishnamurti’den çok etkilendiğini de […]

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!