KURTLARLA KOŞAN KADINLAR

KURTLARLA KOŞAN KADINLAR -– Dişi Kurdun Kirpikleri

“… bir gece

Kapıda bir kalp atışı var.

Dışarıda, sisin içinde bir kadın

Saçları dallardan, elbiseleri otlardan

Yeşil göl suyuna damlayan.

“Ben senim” diyor,

“ve çok uzak yoldan geldim.

Benimle gel, sana göstermem gereken bir şey var…”

Dönüp gidiyor, pelerini savruluyor,

Ansızın, altın renkli ışıklar… her yerde altın renkli ışıklar…”

Kurtlarla Koşan Kadınlar – Clarissa P. Estes

Zaman zaman aynaya baktığımda düşünürüm. Varoluşumda topladığım fiziksel, zihinsel ve ruhsal özelliklerim kim bilir kaç kişinin karmasıdır diye… Bazen eski çağlardan bir çağrının, bazen de uzak gelecekten bir fısıltının arasında bulurum kendimi. Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabının sayfaları arasına daldığım zaman bu konuda yanılmadığımı anladım.

Aslında yirmi beş yılı aşkın bir sürede yapılan gözlem, inceleme ve araştırmalar sonucunda oluşturulmuş bilimsel makale niteliği taşıyan bir kitap. Ancak, Clarissa P. Estes’in kelimelerinin şiirselliği ve efsane masalları, okuyucuya, ezoterik bilmeceler sunan eğlenceli bir yolculuk yaşatıyor. Araştırmalarının derin psikoloji tanımlamasına yardımcı olan ve geçmişten derlenen, birçoğunu bildiğimiz bu masallar, arkasındaki gerçeklerle sizi şaşkına çeviriyor. Psikanalizle ilgili birçok kitap okudum ama beni bu kadar derinden etkileyen ilk kitap olduğunu söyleyebilirim. Belki bunda, öncelikle bir “kadın” ve ikizleri olan bir “anne” olmamın da etkisi vardır.

Mitokondri

Vücudumuzda enerji üreten, hücreyi ölümlerden koruyan, bölünerek çoğalan, hücre içinde dolaşıp nerede enerji lazımsa oraya giden, sihirli bir santralimiz var. Canlılığın temeli ve hücre enerjisinin en küçük organeli mitokondri, annelerimizden bize miras olarak devrediliyor. Bunu bir enerji nakil hattı gibi düşünürsek, insanlığın varoluşundan bugüne kadar sahip olduğumuz ve bizi biz yapan her şey, bu narin bedenlerden aktarılarak bize kadar ulaşan bir arkın akış güzergâhı. Şimdi düşünün, sizin oluşumunuza katkıda bulunan kadınların kaçını hatırlıyorsunuz? Anne, anneanne ve babaanne belki de bir nesil daha… Oysa soyunuzdan, tarih boyunca size gelene kadar bilmediğiniz kaç kadın karakter geçmiştir kim bilir…

Clarissa P. Estes, Vahşi kadın arketipinin, herkesin derinlerde sahip olduğu içgüdüsel bilgi olduğunu ifade ediyor. Günümüzde büyük beklentiler içinde hem toplumsal baskılar, hem de gündelik hayatın sıradan telaşları arasında yitip giden bu Vahşi Kadın arketipini yeniden uyandırmanın yollarını gösteriyor. Akılcılık ve zihin kararlarının yanına ilkel duygular ve önsezileri de ekleyerek “Güçlü Kadın” profilini doğa anaya salıyor. Gerçek dengenin, hayat- ölüm –hayat şeklinde doğal döngülerini bilip kabul etmekten geçtiğini savunuyor. Kadının içindeki “Vahşi”olanın içgüdüsel rehberimiz olduğunu ve doğru yolun talimatlarını ancak onunla öğreneceğimizi ifade ediyor. Her an bulabileceğimiz bu psişik rehberimizle bağlantıda kalırsak hayatımızın tatmin edici olacağını anlatıyor.

Çocukluk masallarla güzeldir

Bunların ilk hallerinden uyarlanmış hallerine kadar dinlediğim her masalı kurgu romanlardan daha çok sevmişimdir. Bu yüzden hala okurum, dinlerim ve anlatırım. Hatta kendi yazdığım “bir masal kitabım ”bile var 🙂

Masallar büyümenin loş yolculuğunda en güzel fenerlerdir. Doğrudan aydınlatmazlar. Metaforlar içinize öylesine işler ki, büyüdüğünüzde ummadığınız bir anda hafızanızın bir köşesinden fışkırarak çıkar. Sabırlı, cesur ve akıllı olanlar doğru yolu nasıl bulacaklarını onlarla kolaylıkla anlayabilirler.

Hikâye anlatıcılığı özel bir yetenektir. Her yazarda farklı üsluplarda bulunur. Masal anlatma becerisi ise bambaşka bir şeydir. “Kurtlarla Koşan Kadınlar”ı okurken, kuşaklar boyunca her kültürde anlatılan onlarca tanıdık öyküyü okuyacaksınız. Clarissa P. Estes’in olağanüstü masal anlatma yeteneğinin arasına çizilen yolları takip ettiğinizde, derinlerde bir yerde size ait olanları bulacaksınız.

Hayat/ Ölüm/ Hayat döngünüzde, kendi ormanınızın içinde uluyarak dans etmeye başlayacaksınız…

Çoğumuz hain “kurttan” korkarak büyümüş “kırmızı başlıklı” çocuklarız.

Kitap bittiğinde her masala bambaşka bir gözle bakacaksınız:

“Vahşi olan dişi bir kurdun, La Loba’nın ”  hediye ettiği “kirpiklerinin” arasından…

Keyifli okumalar…  

ALINTILAR

“Yaşlı olan, Bilen, içimizdedir. Kadınların en derin ruh psişesinde, kadim ve canlı vahşi Benlikte serpilip gelişir. Yuvası öyle bir yerdir ki, zamanla orada kadınların tini ile kurtların tini karşılaşır, zihin ile içgüdüler karışır; orada bir kadının derin hayatı, dünyevi hayatının sermayesidir. Ben ile Sen’in öpüştüğü noktadır; bütün tinselliğiyle kadınların kurtlarla birlikte koştuğu yerdir.”

“Erginlenme tam olarak budur işte: İnsanı yeni bir bilme ve oluş tarzına geçmeye hazırlayan bir kanal yaratır.”

“Sanat, sadece kendimiz için değildir, sadece kendi kavrayışımızın bir göstergesi değildir. Peşimizden gelenler için bir haritadır da.”

“Vahşi doğa şifa bohçaları taşır: Bir kadının olmaya ve bilmeye gerek duyduğu her şeyi taşır.

Her şeyin dermanını taşır. Öyküler ve düşler, sözcükler ve şarkılar, işaretler ve simgeler taşır. Hem araç hem de amaçtır.”

“Sezgiye sahip çıktığımızda, yıldızlı göğe benzeriz: Dünyaya binlerce göz aracılığıyla bakarız.”

“Hepimiz yabanıl Benliğin yolundan gidiyoruz.”

“Bir kadın hangi kültürden etkiler taşırsa taşısın, vahşi ve kadın sözcüklerini sezgileri yoluyla anlar.”

“Kadınlar yirmili yaşlarına gelmeden önce bin kez ölmüşlerdir.

Şu ya da bu yöne gitmişler ve engellenmişlerdir.

Engellenmiş umutları ve düşleri de vardır. Aksini söyleyen hala uykudadır.”

“Güçlü olmak, kas geliştirip şişirmek anlamına gelmez. İnsanın, kaçmadan kendi tanrısallığıyla buluşması, kendi kafasına göre vahşi doğayla iç içe bir hayat yaşaması anlamına gelir. Öğrenebilmek, bildiklerimize katlanabilmek anlamına gelir. Dayanmak ve yaşamak anlamına gelir.”

“İnsan yeni bilgiler edindiğinde duygu durumu değişir. Duygu durumu değiştiğinde, yüreği de değişir.”

“Kadınların yüzlerce belki, binlerce kez şöyle dediklerini duydum: “Sezgime kulak vermem gerektiğini biliyordum…”

“Kendin olmak zor, yıpratıcı, tehlikeli ve riskli.

“sana dayatılanları yaşamaktansa o riske girmelisin.”

“Unutma, hem kalıp hem gidemezsin.”

Görmen gereken her şeyi gör ve dayan.”

“Bir kadın, kültürün ve yeryüzünün parçalanmasını bir gecede durduramayabilir.” “Kendi bedenine bunu yapmayı bırakabilir”

“Açlığını çektiğiniz, onaylanmamış bir şeyi saklamak zordur.”

“Sırdaşsız, rehbersiz, küçücük bir yüreklendirici bölüm bile olmadan yaşamak ölümcüldür.”

“Hayatındaki “onlar” kimse, “onlar”ı dinlemeyerek hayattan bir şeyler aşırmaya bakar.”

“Doğru dönüşleri bulabilmek için, yanlış olanları görebilmemiz gerekir.”

“Başarısızlık başarıdan daha büyük bir öğretmendir. Dinleyin, öğrenin, devam edin.”

“Bu sadece hayattır; hatırlatır ve gelişmesiniz sürdürür.”

“Bizi dünyaya getirenleri denetleyemeyiz. Bizi büyütme tarzlarını etkileyemeyiz; kültürü bir çırpıda konuksever olmaya zorlayamayız.

İyi haber şu ki, zedelenmeden sonra bile, yabanıl bir durumda bile, hatta şimdiye kadar tutsak bir durumda kalmışsak bile, hayatlarımızı geri alabiliriz.”

“Vahşi kadın, pek çok büyüklük, şekil, renk ve durumda görünür.

Girdiği birçok kılık içinde vahşi ruhu yine de tanıyabilmek için uyanık kalın.”

KİTAP KÜNYESİ

Adı: Kurtlarla Koşan Kadınlar

Orijinal adı: Women Who Run With The Wolves

Alt başlık: Vahşi Kadın Arketipine Dair Mit ve Öyküler

Yazar: Clarissa P. Estes, Hakan Atalay (Çevirmen)

Baskı tarihi: Ocak 2020

Sayfa sayısı: 544

Kitabın türü: Araştırma-İnceleme, İnsan ve Toplum, Kadın, Siyaset-Politika

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Bir varmış bir yokmuş, modern zamanlarda geçen günlerden birinde, dünyanın karşısındaki evin kapısına, uzun süredir birbirlerini göremeyen, bir dosttan diğerine bir kitap kolisi yollanmış. Heyecanla açılan kutunun en üstündeki ilk kitap, koliyi açan anneyi ve kızını çok mutlu etmiş: “Kurtlarla Koşan Kadınlar “

Derken havalar soğumuş ve gökyüzündeki beyaz kız kardeşler kol kola toprağa düşmeye başlamış. Kitabı alan dost anne, en can alıcı bölümlerini yılın ilk kar fırtınasına bakarak okumuş. Sayfaların şiirselliği öylesine etkileyiciymiş ki, kelimelerin yaratıcılığıyla zihninde beliren vahşi kurtlarını karlarla dolu ormana salmış. Artık, zaman zaman kurtların ormandan yankılanan çığlıklarını bir senfoni gibi dinlemeyi öğrenmiş.

Bu gün o kurtlar ve içimdeki tüm kadınlar, hepsi bir ağızdan dostumun doğum gününü kutluyor:

İyi ki doğdun Aysun, iyi ki yollar ve yıllar bizi karşılaştırmış…

Her şey gönlünce olsun ve var olduğumuz sürece yollarımız ayrılmasın…

Seni Seviyorum…