NEVER LOOK AWAY- Sanatla Özgürleşen Gerçek
NEVER LOOK AWAY
“Gözlerini kaçırma Kurt,
asla gözlerini kaçırma
Gerçek olan her şey güzeldir.”
Dilimize “Asla Gözlerini Kaçırma” olarak çevrilen film, özgür ruhlu güzel bir genç kızla, 6 yaşındaki yeğeni Kurt Barnett’in birlikte Dresden’de bir resim sergisini gezdiği gün başlar. Teyzesi ile yaşadığı çocukluk anılarının etkisinde büyüyen Kurt sıradışı bir aileye sahip. Teyzesinin duygusal kimliği onu çok etkiliyor.
Kurt sanata eğilimi yüksek bir çocuktur. Nazi Almanya’sında geçen zorlu bir çocukluk döneminden sonra Doğu Almanya’da resim eğitimi almaya başlıyor. Ellie ile üniversitede tanışır tanışmaz birbirlerine aşık oluyorlar.
Profesor Seeband, kızının Kurt’la olan ilişkisinden hoşnut değil ve onları ayırmak için her yolu denemeye hazır. Çünkü, Kurt ile Seeband’ın yaşamları yıllar önce Profesör’ün işlediği korkunç bir suç nedeniyle bağlantılı.
Bir dönem filmi olarak gerçek olaylardan esinleniyor. Günümüzün yaşayan en büyük ressamı kabul edilen Gerhard Richter’in yaşam öyküsünden esinleniyor.
1930’ların Nazi Almanya’sında başlayan ve 30 yıllık bir döneme yayılan hikâye, insanları karanlıktan sanatın gücünün çıkarabileceğini gözler önüne seriyor.
Wiplash ve Square filminden sonra sanat adına gündeme oturan başarılı bir yapıt.
Üç Saatlik Sanat Şöleni
Üç saati aşan süresine, uzun ve sessiz sahnelerine rağmen, oyunculuk performansı ile sıkılmadan izleyebileceğiniz filmde, sahnelerdeki tüm düşünceler gizli bir replikle, görsel zenginlik ve başarılı bir duygu yoğunluğu ile sunulmuş.
Bu nedenle uzunluğunu hissetmiyorsunuz.
Kahramanımız Kurt, sanata meraklı ve bir o kadar da yetenekli bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor. Söylenenlere koşulsuz itaat eden bir nesilden olan bu savaş sonrası çocuk, görmek istemediklerine bile bakmak zorunda bırakılıyor.
Tüm acı veren sahnelerde, elini havaya kaldırarak görüntüyü puslu hale getirmeye çalışması ise, acıyla baş etme yöntemi oluyor.
Yıllar sonra, sanatındaki yolunu ararken bu yöntemin onu ifade ettiğini ve sanatına şekil verdiğini fark ediyor.
Sanata olan bakış açılarının çeşitliliği ve yaklaşımı açısından da dikkate değer bir film.
En etkileyici sahnelerden biri ise, Batı Almanya’da Sanat Okulundaki Akademisyenle olan diyaloğu…
Hayatımızı öncesi ve sonrası olarak ikiye bölen ve etkisinden kurtulamadığımız anlar vardır. İçine hayatın anlamını sıkıştırdığımız bir “an” … Bu sahnenin de önemi işte “o an”da gizli…
Tüm yaşananların sonunda;
“siz hayat için planlar yapa durun, kader ağlarını kendi bildiğince örer” cümlesiyle baş başa kalıyorsunuz…
Mutlaka izlemeniz gereken kışkırtıcı bir şaheser.
REPLİKLER
“Sanatınız üzerine çalışın. “
“Kendinizi özgürleştirerek, dünyayı özgürleştirirsiniz.”
“Nazi felaketinden sonra halka özgürlük duygusunu sadece sanatçılar verebildi.”
“Bir doktor insanları iyileştirmekle yükümlüdür.”
“-Burada istediğin her şeyi yapabilirsin.
-O şeyin ne olduğunu bir bilsem”
FİLMİN KÜNYESİ:
Yönetmen: Florian Henckel von Donnersmarck
Oyuncular: Tom Schilling, Paula Beer, Sebastian Koch, Oliver Masucci
Ülke: Almanya, İtalya
Yapım: Jan Mojto, Quirin Berg, Max Wiedemann, Christiane Henckel von Donnersmarck, Florian Henckel von Donnersmarck
Süre: 3 sa.9 dk.