PERFUME: THE STORY OF A MURDERER
PERFUME: THE STORY OF A MURDERER – Esir Alınan Kokular
“Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi… o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur.”
Perfume: The Story of a Murderer
Aysel’in gözlüklerinin arkasındaki, uzun kirpikli iri gözleri, hızla sağa sola giderek satırları tüketiyor ve elleri telaşla sayfayı çeviriyordu. Heyecanla okumaya devam ederken kayan gözlüğünü düzeltiyordu. Siyasalın karton bardaklı kantin çaylarından alarak, önüne koyduğumda fark etmedi bile. Elindeki kitabın son sayfasını okuyup kapattığında ağzından “ O mein gott” sözleri döküldü. Aysel’e;” neler oluyor?” diye sorduğumda bir soluklanıp anlatmaya başladı. Aysel’in olağanüstü bir anlatımı vardı. Hayatımda ilk defa okumadan, sadece dinleyerek kitap bitirdim ve Aysel benim ilk “sesli kitabım” oldu 🙂
Perfume: The Story of a Murderer Film &Kitap
1985 yılında yayınlanan “Das Parfum” kitabı, Alman yazar Patrick Süskind’in, ilk romanı ve yazarı dünya çapında şöhrete kavuşmuş. Kitap klasikleşerek “çok ve uzun satanlar” listesinde kalmaya devam ediyor. Perfume: The Story of a Murderer ise, bu romandan uyarlanan 2006 yapımı sinema filmi. Film uyarlama senaryolar içinde en başarılı yapımlardan biridir.
En az kitabı kadar etkileyici ve kitaba fazlasıyla sadık bir sinematografisi var. Run Lola Run (1998),The Princess and the Warrior (2000), The International (2009), Bulut Atlası (2012) filmlerinin de yönetmen koltuğunda oturan Tom Tykwer’ın tarafından çekilmiş.
Hikâye 18. yüzyılın Fransa’sında, Paris’in sefalet ve pislik içerisinde yüzen çamurlu sokaklarından alınan görüntülerle başlar. Balık tezgâhının altında hamile bir kadın, oğlunu doğurarak balık çöplerinin arasına atar. Jean-Baptiste Grenouille, çamurlu balık çöplüğünün yarattığı en ağır ve pis kokular arasında dünyaya gözlerini açar. Yetimhanede büyür ve gençlik döneminde bir tabakhanede çalışmaya başlar. Çok geçmeden koku alma yeteneğinin farkına varır. Paris’in o dönemki parfüm endüstrisi liderlerinden Giuseppe Baldini ’dir. Bu ikilinin yolları kesişir ve birlikte olağanüstü etkileyici parfümler yaparak çalışmaya başlarlar. 12 ana kokuyu, bunların vereceği duyguların bir araya gelerek oluşturacakları 13. Kokunun olağanüstülüğünü bulmaya çalışırlar. Jean bu tanrı vergisi yeteneğini kendince ilahi bir hedefe yönlendirir ve yeni amacına belirler:
“Güzelliğin kokusunu yakalamak”.
Jean-Baptiste Grenouille, güzelliğin kokusunu yaratmaya çalışırken yaşadıkları ve yaşattıkları sizi şaşırtacak.
Parfümler, gelişmişlik piramidinin en tepesidir. Kelime, Latince kökünden gelir. “Tümüyle uçucu” anlamına gelen “per fumum” sözcüğünden türemiştir. Kokunun insanlardaki etkisi önemlidir ve parmak izi gibi kişiye özeldir. Karakterimizin altını çizen bir çeşit kartvizittir.
Tek bir koku molekülüyle anılarımıza uçurak zamanda yolculuk yapabilen zihinlere sahibiz ve kişisel enerjimizle sarmalanmış bu koku notalarına sahip olduğumuz için çok şanslıyız.
Keyifli seyirler…
REPLİKLER
Parfüm zaman içinde yaşar; gençliği, olgunluğu, yaşlılığı vardır. ”
“çünkü her icat, bir kuralın bozulması anlamına gelirdi.”
“Onu elde etmeliydi, sırf sahibi olmak için değil, yüreğinin dinginliği aşkına.”
“Kadın, içi çocukken ölmüş olsa da çok yaşamak talihsizliğine uğradı.”
“Öyle görünüyordu ki dünyada, insanları boşalmış bir dünyada pekâlâ yaşanabilirdi.”
“Denizin kokusu öyle hoşuna gitti ki; onu günün birinde saf ve katışıksız olarak ve içinde boğulabileceği kadar çok ele geçirmeyi diledi.”
“Başka insanlarla ilişkisi kesinkes zorunlu kılmadıkça dili kullanma külfetine girmez oldu.”
“Oysa insanın aklını kullanabilmesi için en başta iç güvenine, huzura ihtiyacı vardı.”
“Onu en çok rahatlatan şey, insanlardan uzaklaşmak olmuştu…”
“ Gerçekten ve bütünüyle yalnızdı.
“Dünyadaki tek insan kendisiydi”
“Grenouille’un iç evreninde hiç mi hiç nesne yoktu ve ancak nesnelerin kokuları vardı.”
FİLM KÜNYESİ
Yönetmen: Tom Tykwer
Yapımcı: Bernd Eichinger
Senarist: Patrick Süskind (eser), Andrew Birkin, Bernd Eichinger, Tom Tykwer
Oyuncular: Ben Whishaw, Dustin Hoffman, Alan Rickman, Rachel Hurd-Wood,
Çıkış tarihi: 14 Eylül 2006
Süre: 147 dakika
Aysel, iyi ki doğdun ve iyi ki varsın can dostum 🙂