BOOKSIAY © ⋆ The Pursuit of Happyness ⋆ EREN ÖZVATAN

The Pursuit of Happyness- Umudunu Kaybetme

The Pursuit of Happyness

“Annem bana sürekli ‘Oğlum, eğer inanırsan istediğin her şeyi başarabilirsin.’ derdi. Ben de onun sözlerine inandım ve başardım.”
Chris Gardner

Uzun zamandır evdesiniz ve bilgisayarın başına film izlemek için oturdunuz. Hangi filmi izlesem diye filmlere göz gezdiriyorsunuz. Karşınıza çıkan filmlerin yorumlarına bakıyorsunuz. Fragmanını izliyorsunuz, kendinize “Acaba 2-2.5 saat izlemeye değer mi?” diye soruyorsunuz, vazgeçiyorsunuz. Başka film başka film, derken, kapağında Will Smith’in olduğu bir filmi görüyorsunuz.

Durum böyle olunca filmi izlemeye değer mi diye bir soru sorma gibi bir lüksünüz ortadan kalkıyor, Daha önce birçok kez izlediğiniz bir film dahi olsa, istemsizce “oynat” tuşuna basıyorsunuz. Çünkü, Will Smith bir başka filminin adında olduğu gibi, bir “Efsane” ve onun filmlerine kattığı hava filmi çok ayrı boyutlara taşıyabiliyor.

Smith’in bu filmi biyografi niteliğinde ve kendisi gibi bir “Efsaneyi” canlandırıyor.

Chris Gardner, otobiyografisini yazmış ve yapımcıların dikkatini hemen üzerine çekmiş aynı yıl içinde filmi çekilmeye başlanmış. Peki Chris Gardner’ı önemli yapan, otobiyografisini beyaz perdeye taşıyan ayrıcalıklı mesele ne? Chris Gardner, çocukluğunu çocuk esirgeme kurumunda geçirmiş ve kendi ağzından o dönemlerini şu şekilde açıklıyor: “Bir çocuğun çekmemesi gereken acılar çektim. Daha 5 yaşındayken kararımı vermiştim: Çocuklarım babalarının kim olduğunu bilecekler.”

Sol tarafta Smith ve çocuğu filmden görüntü, Sağ tarafta Gardner ve çocuğu

Gardner, bulunduğu şartlar nedeniyle iyi bir eğitim almadan büyümüş. Ama onun, “içinde olduğu durumdan kurtulma” düşüncesi hep bulunmuş. Onun batmasına sebep olan, medikal ürünler satışı işine kalkışması bile bu durumu gösteriyor.

Reklamlar

Kendisinin göremediği baba şefkatini çocuğuna fazlasıyla gösteren Gardner, hayatını çocuğu Christopher’ın mutluluğuna adamış. Ona hep “Mutlu musun?” sorusunu sormuş. Çünkü, Gardner mutluluğun en büyük zenginlik olduğunu düşünüyor. Gardner mutluluğa gerçekten önem veriyor, hatta filmin orijinal adının tam anlamıyla çevirisi: “Mutluluğun peşinde”

Bir gün yolda gördüğü ‘Kırmızı Ferrrari’ onun hayatına yeni bir dünya açıyor ve borsayla tanışıyor

Zorlu ve maaşsız bir şekilde 6 ay boyunca çocuğu ile birlikte sokakta kalarak eğitim sürecini tamamlıyor. Başarı merdivenlerini elleriyle kazıyarak çıkmaya başlıyor. Aslında çok sıradan bir konu, bir yokluk ve çok çalışma ile gelen başarı. Ama işte bu filmi ayıran nokta, yaşanmış gerçek bir hikaye olması…

Film benim gözümde, ”Gardner’ın hayatını Smith’ten daha çok efsaneleştiriyor . Filmin ince ayrıntılarından biri de, Gardner’ın çocuğunun karakterini, Smith’in kendi çocuğu Jaden Smith’in canlandırması. Will Smith de gerçek hayatında çocuklarına düşkünlüğünü ile tanınan birisi olduğu için Gardner’ın biyografisine biçilmiş kaftan olmuş.

Gardner’ın inanması güç olan hayat hikayesi ve Smith’in oyunculuğu ile iki “Efsanenin” birleşmesi, ortaya yeri geldiğinde ağlatan ama daha önemlisi motivasyonumuzu yükselten, 8 ödüllü bir başyapıt çıkarıyor.

Chris Gardner, sıfırdan kurduğu milyon dolarlık imparatorluğu ile bizlere “Umudunu Kaybetme” diyor.

Önceki yazılarımda bahsettiğim Bilim Adamı Mustafa İnan,Dumas’ın kurmaca karakteri Edmond Dantes

Chris Gardner bu üç adamı aynı noktada birleştiren konu ve başarılarının temel anahtarı: İnanç ve istek.

İnsanın hayatta başarılı olabilmesi için önce ne istediğini bilmesi gerekiyor. Sonrasında ona olan inancı ve çabasıyla zaten Evren bize onu getirmek için elinden geleni yapıyor.

Bu durumun bilimsel bir açıklamasını yapamam ama hepimizi düşünmeye davet edebilirim:

Düşüncelerimiz madde midir?

Eğer maddeyse kütle çekim yasasına göre düşüncenin bir şeyleri çekme olasılığı var mıdır?

Ya da düşünce ve enerji arsındaki bağıntı nedir?

Evren aslında Alaadin’in Sihirli Lambasındaki Cin gibidir. Ondan dilemeyi ve kendinize inanmayı asla bırakmayın.