THE QUEEN’S GAMBIT – Rekabetçi Zekânın Güzelliği
THE QUEEN’S GAMBIT
“Tek başıma iyiyim, 64 karelik bir dünyada kendimi daha güvende hissediyorum”
The Queen’s Gambit
Yıllar önce kızım Ece, büyümenin eşiğindeyken sormuştu: “Anne bir kadın olduğumda, zeki mi olmalıyım yoksa güzel mi olmalıyım?”Ben de ona şöyle cevap vermiştim: “Neden her ikisini de olmuyorsun!”
Bu yazının içeriğindeki dizinin başrolündeki genç kadının 60’lı yıllardaki macerası bana bu anıyı hatırlattı. Dizi adını Vezir Gambiti olarak adlandırılan bir satranç açılışından alıyor. Gambit; genellikle beyaz taşlara sahip olan bir oyuncunun, avantajlı bir konuma ulaşma amacıyla, bir piyon veya daha zayıf bir taşını feda ettiği satranç açılışlarına verilen isim. İzleyeceğiniz yedi bölümün sonunda neden bu ismin verildiğini anlayacaksınız. Henüz çok yeni olduğu için spoiler vermeden anlatmak istiyorum. Bu nedenle detaylardan kaçındığım için kusura bakmayın.
THE QUEEN’S GAMBIT DİZİSİ
Hikâye 1960’lı yıllarda babasız büyüyen ve bir kaza sonucu annesini kaybedince yetimhaneye yerleştirilen Elizabeth Harmon isimli kurgu karakterin etrafında şekilleniyor. Sıradışı bir çocuk olan Beth, hayatın ona erken sunduğu acılarla mücadele ederken içindeki öfkeyi zekasıyla birleştiriyor. Yetimhanenin yaşlı hademesinden satranç eğitimi almaya başlayan Beth, yerel turnuvalarla küçük yaşta bölgesel şampiyonluklar kazanmaya başlıyor. Bir süre sonra evlat ediniliyor ve üvey annesinin desteğiyle satranç kariyerine başlıyor. Hayran olduğu satrancı kurallardan önce tanıyor ve içinden geldiği gibi oynayarak tüm rakiplerini şaşırtıyor. Böylece kadınların neredeyse yok sayıldığı bir alanda yeteneğiyle tüm geleneksel kuralları alt üst ediyor zirveye yürüyor. Yüzeydeki hikâyenin arka planında başarılı bir şekilde işlenen madde bağımlılığı, rekabetçi hemcinslerin ya da karşı cinslerin davranışları, kadın erkek ilişkileri, toplumsal baskı, özgürlük, inanç ve soğuk savaş temaları da hikayeyi daha etkileyici kılıyor.
Ancak dizinin başarısı zihinlerimizin aşina olduğu kurgusundan çok özellikle Anya Taylor-Joy’un olağanüstü oyunculuğu, efsane müzikler ve insanın zihniyle kalbini tam on ikiden vuran muhteşem sinematografisinde yatıyor. Tüm oyuncuların, her detayında oldukça gerçekçi olan satranç sahnelerindeki performanslarını ise, efsanevi eski şampiyon Garry Kasparov ve dünyaca ünlü Satranç Eğitmeni Bruce Pandolfini‘nin danışmanlığına borçlu. Bütün bunlar bir araya gelince, sizin de yedi bölümlük diziyi bir film kısalığında hissetmenize sebep oluyor.Eğer izlemeye başlayacaksanız kendinize uzun bir zaman dilimi ayırın. Çünkü diziyi bitirmeden ekran başından kalkamayacaksınız. Satranç temalı en iyi film olduğunu söylersem abartmış olmam.
Satranç, önceki yazılarımda da belirttiğim gibi benim için özeldir. Bu nedenle filmi hemen kayıtlara almak istedim. Satrancı bilmeyenlerin bile keyifle izleyeceği bu filmi kesinlikle kaçırmayın. Elizabeth Harmon’u çok seveceğinizi garanti ederim…
REPLİKLER
“Erkekler sana bir şey öğretmek isteyecek bu onları daha zeki yapmaz”
“Bırak konuşsunlar, sonra içinden gelen neyse onu yaparsın”
“Bir gün yapayalnız kalacaksın, o yüzden başının çaresine bakmayı öğren”
“Life okurlarına anlatsana erkekler arasında tek kız olmak nasıl?”
“Satranç hep rekabet değil, aynı zamanda güzel de olabilir”
“Yaratıcılıkla psikoz genellikle birliktedir. Aynı zamanda deha ve çılgınlık da…”
“Yeteneğin var bedeline de sahipsin!”
DİZİ KÜNYESİ
Adı: The Queen’s Gambit
Tür: Dram
Proje tasarımcısı: Scott Frank/ Allan Scott
Uyarlama: The Queen’s Gambit –Walter Tevis
Yönetmen: Scott Frank
Oyuncular: Anya Taylor-Joy
Sezon sayısı: 1
Bölüm sayısı: 7
Yapımcı: Marcus Loges /Mick Aniceto
Netflix
Yayın tarihi: 23 Ekim 2020
2 cevap
[…] Gönderi tarihi 5 Kasım 20208 Ekim 2021 – Yazar: IAY Photo by Tima Miroshnichenko on Pexels.comhttps://www.booksiay.com/the-queens-gambit-rekabetci-zekanin-guzelligi/ilknur-akpinar-yucedag/ […]
[…] THE QUEEN’S GAMBIT – Rekabetçi Zekânın Güzelliği […]